Sakarya Dayanışma ve Kardeşlik Topluluğu (SADAKAT), 15 Temmuz darbe girişimini lanetlerken; ABD ve NATO’nun her darbede suç ortağı olduğuna dikkat çekerek, NATO’dan çıkılmasını ve İncirlik Üssü’nün kapatılmasını istedi
Sakarya’da 10 yıldır, her cumartesi günü yapılan adalet ve özgürlükler eyleminin 568. hafta açıklamasını Sakarya Dayanışma ve Kardeşlik Topluluğu (SADAKAT) üyesi İslami sivil toplum kuruluşları yaptı. SADAKAT adına Eğitim İlke-Sen MYK üyesi Beytullah Önce tarafından okunan basın açıklamasında, “Kurulduğu günden bugüne Müslümanca bir şahitliği, hak ve adalet mücadelesini, açık ve net biçimde ortaya koyma iradesindeki topluluğumuz adına; 15 Temmuz darbe girişimini bir kez daha lanetliyoruz. Başta şehrimiz Sakarya halkı olmak üzere, tankların karşısına cesaretle çıkan, açılan ateşlere rağmen geri adım atmayan ve darbecilere karşı insanlık onurunu savunan herkesi saygıyla selamlıyoruz. Darbecilere direnirken hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifalar diliyoruz. 15 Temmuz darbe girişimi, hem içimizdeki, hem de dışımızdaki darbeci ve işgalci yapılarla hesaplaşmak için tarihi bir fırsat sunmuştur. Onlarca yıldır, bir darbe cumhuriyetinde yaşamaya mecbur bırakılmış halkımız, kendisine yöneltilen son darbe tehdidine boyun eğmemiştir. Kendi iradesinin bağımsızlığını canı pahasına savunmuş ve “artık yeter” demiştir. Şimdi bu tavrın tarihi bir dönüm noktasına dönüştürülmesi zamanıdır.” denildi.
Basın açıklamasında 27 Mayıs’tan, 12 Eylül’e, 28 Şubat’a kadar tüm darbecilerin, 15 Temmuz darbe girişiminde olduğu gibi NATO’ya, ABD’ye bağlılık vurgusu yapıldığına dikkat çekilerek “Her darbeci cuntanın ilk selam verdiği, bağlılık yemini ettiği NATO; kabul etmemiz gerekir ki, hem bölgemiz hem de dünya halklarına, askeri müdahaleden, işgalden, savaştan, iç karışıklıktan, fitne ve zulümden başka hiçbir şey getirmemiştir. Kuruluşundan bugüne NATO, küresel emperyalizmin “büyük abisi” ABD’nin çıkarlarını koruyup kollamıştır. Sadece İslam ümmeti için değil, tüm dünya insanlığı için tehdit kaynağı olmuştur. İşte bu sebeple, 15 Temmuz darbe girişimine karşı verilen mücadelenin yeni bir safhaya varması için dünya sisteminin jandarmalığını yapan NATO’dan ayrılmayı hedefleyen bir dış politikanın belirlenmesi şarttır. Öncelikli talebimiz İncirlik üssünün kapatılmasıdır. Bu üs, onlarca yıldır ABD’nin ve siyonist İsrail’in bölgesel entrikalarına ve katliamlarına hizmet ettiği gibi, 15 Temmuz gecesi de katil darbecilere “hizmet” etmiştir. İncirlik Üssü’yle birlikte Kürecik NATO üssü, NATO’nun tek kara karargâhı olan İzmir karargahı ve yerini, sayısını bilemediğimiz irili ufaklı tüm NATO üsleri de kapatılmalıdır ki; küresel fitne düzenine daha fazla hizmet edilmesin!” çağrısı yapıldı.
Basın açıklamasında, 15 Temmuz’un bir milat kılınması istenirken, önümüzdeki sürecin darbecilikle hesaplaşmanın zemini kılınmasının önemine vurgu yapıldı ve şu hususlara dikkat çekildi: “15 Temmuz darbesine karşı omuz omuza verdiğimiz mücadelenin kalıcı sonuçlara vesile olması için bir diğer vazifemiz de, toplumsal barışı ve adaleti yeniden tesis etmektir. Dayanışma ve kardeşlik ağlarımızı daha güçlü örmektir. Dostluğumuz da, muhabbetimiz birbirimizle olmalıdır; yerel ya da küresel güç odaklarıyla değil. Darbeye geçit vermediğimiz gibi, dini, mezhebi ya da etnik ayrımcılık yapan fitnelere de geçit vermeyelim. Herkesin, kendi kimliğini, inancını, mezhebini, meşrebini ya da siyasi görüşünü kimseden çekinmeden ortaya koyabildiği, savunabildiği ve özgürce yaşayabildiği toplumsal ve siyasal bir düzeni birlikte inşa edelim. Adalet ve hakkaniyeti, kendimiz için istediğimizi, başkası için de isteyerek sağlayacağımızı unutmayalım. Önümüzdeki sürecin; hakka, hukuka ve adalete uygun şekilde ilerlemesini sağlayalım. At izinin it izine karıştığı bu süreçte, masum insanların haklarına halel getirilmemesine de mutlaka özen gösterelim.”